Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bu Ülkede 60 Kilonun Altındaki Kadınların Evlenmesi Yasak

Biraz önce okuduğum habere hem şaşırdım hemde üzüldüm. Biz kilo verelim diye uğraşıp didinirken Moritanya da kadınların zayıf olması hoş karşılanmıyor. Zayıf olan kadınlar ayrı bir çile çekiyorlarmış Moritanya: Batı Afrikada Batı Sahra ile Şenegal arasında bulunan küçük bir ülkedir. Üstelik 60 kilonun altındaki kadınların evlenmesi yasakmış. Eğer evlenmek istiyorlarsa şişmanlamak için sıkı bir diyete giriyorlarmış Zayıf kadınlara parası olmayan ve bu yüzden zayıf kalan kişi gözüyle bakılıp toplum tarafından dışlanıp,kabul görüyorlarmış. Küçük yaşlarda kız çocuklarına aşırı yemek zorundalarmış.Eğer yemek yemezlerce işkence ve şiddete maruz kalıyorlar. Ayak parmakları kılıyormuş. Ufak yaşta bu diretmeyle karşılaşıp hayatları boyunca zayıf olursam evlenemezsem korkusuyla yaşıyorlar. Bu geleneğe karşı tepkiler büyüdüğü için Moritanya hükümeti bu konuda esnek davranmaya başlamış.. Mynet Kaynak:https://www.vice.com/en_us/article/4wqz43/the-fat-farms-of-maur

Neee Hamilelik ve Grip mi??

Mide bulantılarım devam ederken yanına,sırt ağrılarımda eklenmiş hayatıma devam  ederken şimdi birde grip eklendi.Bizim buralarda sonbaharı es geçip kışı yaşarken hastalıklar şimdiden kendini göstermeye başladı.Zaten bitkinlik ve yorğunluğun tavan yapmış günlerindeyim. Nerden çıktı bu grip😰 Bugün doktora gittim ama pek bir işe yaradığını söyleyemem. Çünkü ilaç yazmak istemedi, malum yan etkileti olabilir diye.. Bol bol su iç, çay iç, dinlen deyip eve yolladı beni.. Burun tıkanıklığı içinde bir kabın içine sıcak su koyup tuz atıp başımı kaba doğru eğip havluyla kapatıp buharı burnuma çekmek iyi gelir miş. Bakalım evde yatmalara daha uzun zaman devam edecekmişim geliyor Napalım başa gelen çekilirmiş:-) Sevgiyle,sağlıkla kalın dostlar...

Hamileliğimin 31.Haftası

Kocaman göbeğimle artık iyice yavaş hareket eder oldum.Neyseki az kaldı diye kendime güç veriyorım:) Bugün hamileliğimin 31.haftasının ilk günü. Zamam gittikçe azalırken heyecanım gittikçe artmaya başladı. 2.oğlumu kucağıma alacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum... Benim için zor ama bir o kadarda sabır diye diye geçen bir hamilelik süreci.. 2 haftadan beri hatta daha fazla zamandır nefes darlığı çekiyorum.Bebek büyüdükçe ciğerlere baskı yaparmış ondan oluyor muş. 1 haftadan beri Reflü çıktı. Oda hamilelikte olur muş. Doğumdan sonra geçermiş. Allah düşmanımın başına bile vermesin.Ne kadar zormuş bu Reflü.Allah olanlara şifa versin. Mide bulantılarım ilk günki gibi sürekli devam ediyor ve hiç kesilmedi. Hamilelik başından beri ağrılarım var onlarda geçmedi. İlk doğumum Sezeryan olduğu içinmiş. İlginç olanıda ilk hamileliğimde sadece mide bulantım vardı ve 4.aydan sonra kesilmişti. Diğer şikayetlerimin hiç birini yaşamamıştım. Aahh birde derlerki ikinci hamilelik

Hepimiz Yalnızız!!

Bazen öyle bir an gelir ki,doğru bildiklerinizin  koca bir yalan olduğunu anlarsınız. Aslında gerçekleri bildiğimiz halde mutlu olmak için bilmiyor muşuz gibi yaparız... Öyle biran gelir ki kendimizle yüzleşmek zorunda  kalırız. Gerçekler tokat gibi bir bir yüzümüze vurur... Tekrardan kabul etmek istemediğimiz yalnızlık gelir oturur karşımıza... Yalnızlığımızla bir kere daha başbaşa kalıp o kalabalık,kahkalar,maskeli yüzlerin yanıltılııcılığını tekrar tekrar hatırlarız. Hepimiz yalnızız aslında... Arada bir hayatımıza girip çıkanlar ya da hep yanındayım diyen oyuncular gelip geçiyor... Geriye biz sadece biz kalıyoruz..

Sonbaharı Beklerken Aniden Gelen Kış

Almanyanın kuzeyinde oturduğum için bugün tam anlamıyla  kışa merhaba dedik. Bu sene sonbaharı galiba es geçtik. Hava 8 derece buz gibi rüzgarlı,yağmurlu.... Bunada alışırız elbet diyip bu havanında güzelliklerini görmeye çalışmaktan başka çaremiz yok. Biraz yürüş yaptıktan sonra donmuş bir şekilde eve gelip sıcak bir çay sonrası yavaş yavaş ısınmaya başladım 😂 Fotograflar bugün ki yürüyüş alanımdandır ☔🌀🌌🌟 Kalın kazaklar,montlar,atkılar günlük yelerini bugünden itibaren almaya başladı. Gerçi Almanya havası bir anda değişebilir de ama ben yinede hazırlığımı yaptım. Sonbaharının güzelliklerini yaşayan  tüm arkadaşlara selam olsun :))

İç Sıkıntım...

Dünya zor bir zamandan geçiyor.Terör olayları,depremler,İrma Kasırgası ve daha bilmediğimiz kim bilir neler var neler... Yakınlarımızın sorunları,okuyup üzüldüğümüz hikayeler ve başkahramanlarının ruh halleri... Yaşamını kaybedenler ve onların yakınları,yarım kalanlar,dün herşeyi tamken bugün herşeyini kaybedenler.... Bunları gördükçe,bildikçe,hissettikçe içim sıkılıyor,ruhum daralıyor. Keşke demeyi sevmesem de KEŞKE bazı şeyleri değiştirebilsem,yardımım dokunabilse diye düşünüp duruyorum. Aslında mutluluk,huzur,beraber olabilmenin önemi ne kadar büyük.Sahip olduğumuz bu olgular elimizden kaydığı zaman anlıyoruz bir çok şeyi. Bütün bunlar okurken ne olur ufak şeyleri dert edip hem kendinizi hem çevrenizi sıkmayın.Bakın dünyaya sizin yerinizde olmak isteyen milyonlarca insan var. İçim sıkılıyor ve mutlu olmayı beceremiyorum. Umarım herkesin hayatı düzene girer ve mutlu olurlar....

Meyve-Sebzeler Üzerindeki Etiketlerin Anlamını Biliyor muydunuz!!

Merhaba Arkadaşlar bugün okuduğum bir okadarda ilgimi çeken bir konuyla ilgi sizlere bilgi vermek istiyorum.  Aslında ne kadar önemli bir şeyi hergün görüpte bilmeden aldığımı öğrendiğim içinde kendime kızdığımı itiraf edebilirim.  Bu yazıdan sonra hemen evdeki meyvelerin üzerine baktım ama etiket yoktu.Sanırım bu iyi bir şey :) Meyve ve sebze alırken çoğunun üzerinde bazı etiketlerin yapıştığını ( PLU KODU ) görürüz.Bu etiketi Türiyedeki iklim şartlarında yetişmeyen,dışardan alınan İthal ürünlerde bu kodları sık sık görürüz. Etikette üretici firmanın ismi ver ürünün fiyatının kodlandığı barkod ve hangi ürün olduğunun kodlandığı PLU kodu bulunuyor.  Bu kodları bazen semt pazarlarında da görmek mümkündür. Bu etiketler aldığımız ürünün hangi ülkeden geldiği ve nasıl yetiştirildiği hakkında bilgi vermektedir. 1.Eğer PLU kodunda 4 tane rakam varsa satın aldığınız meyve-sebzeler böcek ilaçları kullanılarak geleneksel yöntemlerle yetiştirilmiş . PLU kodlarındaki son 4 hane (bu duru

Zehirli Yumurta Skandalı Türkiyede de çıktı

Çok sevmeme rağmen Ağustos ayından beri Almanyada yumurta yiyemiyoruz. Nedenide Fipronil maddesinin Hollanda ve Belçikada bazı tavuk çiftliklerinde üretilen yumurtaların Almanyada ki bir markette çıkması. Bu skandalla beraber milyonlarca yumurta imha edilmiş durumda. Aslında sırf Almanya değil AB ülkerinde,Fransa ve Britanyaya komşu ülkerede yayılmış durumda. Alman haber ajansı Dpa Avrupa da ki Fipronil bulaşmış yumurtaların Türkiyenin aralarında olduğu 40ülkede olduğunu yazdı... Peki Fipronil nedir: Hayvanlar üzerinde bulunan bit,pire,kene vb gibi parazitleri yok etmek için kullanılan böcek ilacı. Bu maddeyle kümes hayvanları gibi bizlerin tükettiği hayvanlara bulaşması durımunda direk yumurtaya geçiyor ve bizler tükettiğimizde ciddi sağlık sorunlarına yol açıyormuş. Dünya sağlık örgütü tarafından orta derece tehlikeli  olarak  açıklanmıştır ve fazla tükettiğimizde Böbrek,karaciğer,tirot bezelerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açıyormuş. Yumurtadaki Fipronil mikrobuy

Şükretmenin Önemi

Bugün uyandığım zaman hayatımdaki herşey için daha fazla şükretmem gerektiğini hissettim. Günlük koşuşturma,işler güçler derken birçok şeyin farkına varmadan,önemini unutup hayatımıza devam ediyoruz. Şükretmek o kadar önemli ki..Sahip olduğumuz  beden,aldığımız nefes,gözlerimiz,bacaklarımız,ellerimiz,kullaklatımız herşeyimiz o kadar önemli ve değerliki bunun önemini unutup gidiyoruz. Ancak Allah korusun sağlığımızla ilgili bir sorun yaşadığımızda bizdeki öneminin farkına varıyoruz. Bizim yerimizde olmak isteyen kim bilir milyonlarca insan vardır.Gözleri görmeyen,duyamayan,konuşamayan ya da hastanede organ bekleyen..... İşte bunları düşünüp sahip olduğumuz her şey için şüküretmeli ve hırs,ego gibi bencil duyguların tuzaklarına düşmemeliyiz. Biz şükrettikçe hayatımızda bir çok şey daha iyi bir yol almaya başlayacak ve ekilen iyinin tohumlarını  almaya başlıyor olacağız. Kendime bugün ki notum her zaman şükret ve sahip olduklarının farkına var. Hayat Kısa;önemsiz şe

Yurtdışında buruk Bayram Sevinci

Herkese,mutlu,huzurlu,sağlıklı,sevdikleriye beraber geçirebilecekleri nice güzel bayramlar dilerim.  Bayram demek bana göre;paylaşmanın,birlikte olmanın,güzel sohbetler eşliğinde zaman geçirmek demektir.  Ben Yurtdısında yaşadığım için böyle şeylerden çok uzağım.Annem ve kardeşlerimi, eşimin ailesini arıyorım bayramlaşma bitiyor benim için. Eskiden bayramları severdim,içime coşku dolardı. Şimdi ise normal bir gün gibi geçiyor burda ne akraba,ne dost var yakınımda hepsi uzaktalar.Eşimin ailesi var hem uzaklar hemde herkes çalışıyor tatil yok tabi burda. İnsanın içi buruk oluyor.Ne bilim daha bir yalnız hissediyor kendini....